Gürültü genel olarak, istenmeyen ve rahatsız eden ses olarak tanımlanır. Endüstrideki gürültü ise, işyerlerinde çalışanların üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkiler bırakan ve iş verimini olumsuz yönde etkileyen sesler olarak tanımlanabilir.

Gürültüyü meydana getiren sesi, fiziksel olarak tanımlamak gerekirse; Ses, maddeden oluşan bir ortamda moleküllerin sıkışıp genleşmesinden meydana gelen ve madde içinde yayılabilen bir titreşim olayıdır.

Diyapazonun oluşturduğu ses, saf ses olarak bilinir, yani sıkışma ve gevşemeler diyapazonda düzgün aralıklarladır. Diyapazonda oluşan ses düzgün bir sinüzoidal eğri oluşturur. Diyapazona vurduğumuzda, diyapazonun bozulan denge durumundan tekrar denge durumuna gelmesi bir titreşim (tek gidiş geliş olarak), art arda gelen iki sıkışma veya iki genleşme arasındaki uzaklığa dalga boyu (l ) denir, birimi; santimetredir. Bir dalga boyu için geçen zamana periyot (T) denir, birimi saniyedir. Saniyedeki titreşim sayısına ise frekans (f) denir, birimi; 1/sn. veya Hertz (Hz.) dir, (fxT = 1 sabittir). Frekansla dalga boyunun çarpımı sesin hızını verir (V = fxl) dir. Sesi tanımak için frekansla dalga boyunun bilinmesi yeterli olmadığından, başka özelliklerinin de bilinmesi gereklidir.

Bu defa, diyapazona bir kere kuvvetli, bir kere de yavaş vuralım. Diyapazonun hava moleküllerinde meydana getirdiği sıkışma ve genleşmeler farklı olduğundan, duyduğumuz sesler de farklıdır. Atmosferin, basınç ile sıkışma ve genleşme arasındaki basınç farkına ses basıncı denir.

Basınç birimi Bar dır. Bar, bir santimetrekareye 106 dyn'lik bir kuvvetin etkisiyle meydana gelen basınçtır. Ses basıncı çok küçük olduğundan Bar'ın milyonda biri olan mikrobar kullanılır.

Yeni Gürültü yönetmeliğinde ise; ses basıncı için pascal kullanılmaktadır. 1 Bar= 100 kPascal dır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda, bir başka ifade ile gürültüden ileri gelen işitme kaybında, sesi tanımak için basıncının ve frekansın belirlenmesi yeterlidir. Fakat, ses basıncı sesi duyan kişinin, ses kaynağına olan yakınlığı ve uzaklığına bağlı olduğundan, sesin gücünün hesaba katılması gereklidir. Ses kaynağından bir metre uzaklıktaki ses basıncı, sesin gücü olarak bilinir. Birim alandaki ses gücüne sesin yoğunluğu, bu yoğunluk düzeylerine de sesin şiddeti denir. Ayrıca, kulağımız ayni şiddetteki iki sesi tiz ve bas sesler diye ayırt edebilir. Sesin bu özelliğine sesin yüksekliği denir. Frekans yükseldikçe ses tizleşir, frekans düştükçe ses pesleşir.

Gürültüyü meydana getiren sesleri üç türde tanımlamak mümkündür. Subsonik sesler, İşitilebilen sesler ve Ultrasonik seslerdir. Subsonik sesler; frekansı 16 Hz.'den düşük olan seslerdir. İşitilebilen sesler; yaklaşık olarak, frekansı 20 Hz. ile 20 kHz. arasında olan seslerdir. Ultrasonik sesler; frekansı 20 kHz.'den daha yüksek olan seslerdir.

Titreşen her cisim bir ses kaynağıdır. Endüstride gürültü kaynakları; vurucu tipten dövme, perçinleme, çakma makineleri ile kesici, ezici ve biçim verici makineler; pompaların, kompresörlerin, türbinlerin, vantilatörlerin, jet motorlarının ve vanaların sıvı ve gaz itici etkileri; fırın ve motorların ateşleme gürültüleri; transformatör ve dinamoların yarattığı manyetik sesler; çevirici dişli, motor ve makinelerden gelen titreşim ve sürtünme sesleri, vb. dir.

2. GÜRÜLTÜNÜN İNSAN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

2.1. Fiziksel Etkileri: Geçici veya sürekli işitme bozuklukları

Gürültünün insan üzerindeki Fiziksel (işitme kaybı) etkileri birden çok etkene bağlıdır. Bunlar sırası ile:

  •  Gürültüyü meydana getiren sesin şiddeti,
  •  Gürültüyü meydana getiren sesin frekans dağılımı,
  •  Gürültüden etkilenme süresi,
  •  Gürültüye karşı kişisel duyarlılık,
  •  Gürültüye maruz kalanın yaşı,
  •  Gürültüye maruz kalanın cinsiyeti.

2.2. Fizyolojik Etkileri: Kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, ani refleks.

2.3. Psikolojik Etkileri: Davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik ve stres.

2.4.Performans Etkileri: İş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, hareketlerin yavaşlaması.

  • Ø Gürültünün insan üzerindeki fiziksel etkilerini tek tek inceleyelim:

- Gürültüyü meydana getiren sesin şiddeti önemli olmakla birlikte, hiçbir zaman tek başına esas ölçü değildir. Sesin duyma ile olan ilişkisinde, sesin şiddetini göz önüne alarak biraz daha inceleyelim.

Sağlıklı bir insan kulağı, 20 mikropascal ile 200 pascal arasında bulunan ses şiddetlerine duyarlıdır. Kulak bu geniş aralıkta rahatça duyar. 20 mikropascal şiddetindeki sese işitme eşiği, 200 pascal şiddetindeki sese de ağrı eşiği denir.

Pratikte gürültü (ses) ölçü birimi desibeldir. Desibel bir kazanç birimi (bir fizik terimi) olup, logaritmik bir ifadedir. Ses alanındaki bu ifade dB=10log K/Ko olarak bilinir. Ko : Sağlıklı bir kulağın işitme eşiği olan 20 mikropascaldır. K: Ölçülen ses basıncı değeridir.

Logaritmik ifadeden 20 mikropascal, 0 dB'e; 200 pascal da, 140 dB'e eşdeğer gelir.

Bu nedenle 0 dB'e işitme eşiği, 140 dB'e de ağrı eşiği denir.

Genç ve sağlıklı bir insan kulağı, frekansı 20 Hz. ile 20000 Hz. arasındaki seslere duyarlıdır. Bu duyarlılık, yarasada 60000 Hz., yunus balığında 140000 Hz. kadar çıkar. İnsan seslerinin frekansı 175 Hz. - 7500 Hz. arasında, normal şartlarda konuşma şiddeti olarak da bu aralık 25 dB ile 65 dB şiddetindedir.

Gürültüden etkilenme süresi oldukça önemli bir faktördür. Uzun süre şiddetli bir gürültünün etkisinde kalan kişinin büyük ölçüde işitme kaybına uğraması muhtemeldir.

Gürültüden etkilenme, kişiden kişiye çok farklı sonuçlar gösterir. İç kulağın fonksiyon bakımından durumu, evvelce geçirilen veya halen mevcut olan hastalıklar, kişilerin duyarlılığında önemli faktördür. Ancak, işitme kaybının tespitinde bu faktör dikkate alınmaz.

Gürültüden etkilenmede, yaş da önemli bir faktördür. Özellikle işitme kaybının tespiti için yaşın dikkate alınması şarttır.

Gürültüden etkilenmede, cinsiyet de ayrı bir faktördür. Ancak, işitme kaybının tespitinde bu faktör de dikkate alınmaz.

  • Gürültünün insanlar üzerindeki fizyolojik, psikolojik ve performans etkilerine de, kısaca özet olarak değinelim.
  • Gürültülü ortamlarda kalan veya yaşayan insanlarda:

- Konsantrasyon, dikkat ve reaksiyon kapasitesi zayıflar,

- Yorgunluk, uyku bozuklukları ve geç uyuma görülebilir,

- Merkezi sinir sistemi bozuklukları, baş ağrıları ve stresler olabilir,

- Metabolik ve hormonal bozukluklar da söz konusu olabilir.

  • Birden bire, şiddetli bir gürültünün etkisinde kalındığında ise;

- Kan basıncı (tansiyon) yükselmesi,

- Kardiyo vasküler (dolaşım) bozukluk,

- Solunum hızı değişmesi ve

- Terlemenin artması görülebilir.

  • Gürültü ayrıca;

- Konuşurken bağırma ihtiyacı doğurabilir,

- Sinirli olma durumu yaratabilir,

- Karşılıklı anlaşma zorluğu yaratabilir,

- Kişiler arasındaki ilişkilerde olumsuzluklar ve

- İş kazalarının artmasında etkin rol oynayabilir.

Gürültünün en önemli etkisi şüphesiz, insanların işitme duyusu üzerindeki işitme kayıplarıdır.

2.1.1. İşitme Kaybı: Uzunca süre, şiddetli gürültüye maruz kalan kişilerde görülen işitme kayıpları iki tiptir.

- İletim tipi işitme kaybı: Dış ve orta kulakta oluşan sağırlık tipidir. Ses şiddeti, dış ve orta kulaktan geçerken bir kayba uğrar ve iç kulağa aynen iletilmez. Bu sağırlık tipi, ani yüksek bir patlamanın dış kulak zarını zedelemesi sonucunda görülür. Ayni ses orta kulaktaki kemikçiklerde de düzensizlikler oluşturabilir.

- Algı tipi işitme kaybı: Bu sağırlık tipi iç kulakta görülen bir işitme kaybıdır. iç kulaktaki kokleada bulunan sıvının veya liflerin bozulması ile duyma sinirlerinin çalışmamasıdır. Bu sağırlık tipi daha çok, yüksek şiddette ve yüksek frekanslı seslerin oluşturduğu sağırlıktır.

Endüstride, yüksek gürültüye kısa bir süre maruz kalan kişilerde geçici algı tipi bir sağırlık görülebilir. Bu etkilenme uzun süre olursa, işitme kaybı devamlı (kalıcı) olur ve kulak kaybettiği yeteneğini artık geri kazanamaz.